18 YAŞINDAKİ BIR GENCIN 80 YAŞINDAKİ HALINI TASAVVUR EDİŞİ.
18 YAŞINDAKİ BIR GENCIN 80 YAŞINDAKİ HALINI TASAVVUR EDİŞİ.
18 Yaşındaki Bir Gencin 80 Yaşındaki Halini Tasavvur Edişi: Hayatı Yeniden Düşünmek
18 yaş… Gençliğin baharı, hayallerin sınırsız, enerjinin dorukta olduğu bir dönem. İnsan bu yaşta geleceğe dair büyük planlar yapar. Zamanın bol olduğunu, her şeyi başarabileceğini zanneder. Peki, bir an durup 80 yaşındaki halini hayal edebilse, hayatını nasıl değerlendirirdi? İşte 18 yaşındaki bir gencin, 80 yaşındaki halini tasavvur edişinden doğan ibret dolu bir hikaye.
Gençlikten İhtiyarlığa Bir Yolculuk
“80 yaşındayım… Artık gençlik enerjim yok. Dizlerim titriyor, gözlerim eskisi kadar iyi görmüyor, ellerim titriyor. Hayatta yapmayı ertelediğim şeyler için pişmanlık hissediyorum. Zamanı ne kadar hoyratça harcadığımı fark ediyorum. Keşke o günlerde bugünkü halimi görebilseydim!”
Bu hayali tablo, 18 yaşındaki bir genci sarsar. Çünkü insan gençken yaşlılığın bir gün kendisine ulaşacağını aklına bile getirmez. Oysa her geçen gün, gençliği yavaşça eskiye götürür ve insanı ihtiyarlığın kucağına bırakır.
“Keşke Zamanımı Daha İyi Değerlendirseydim.”
Genç yaşlarda zaman çokmuş gibi gelir. Saatlerce telefonda oyalanmak, gereksiz alışkanlıklara kapılmak, asıl önemli şeyleri ertelemek olağandır. Fakat 80 yaşındaki bir insanın gözünden bakıldığında, her anın ne kadar kıymetli olduğu anlaşılır. Hayatı boyunca yaptığı hatalar ve boşa geçen zamanlar, vicdanında ağır bir yük oluşturur.
“Keşke daha fazla kitap okusaydım, daha fazla ibadet etseydim, aileme ve dostlarıma daha çok zaman ayırsaydım. Şimdi geriye dönmek istiyorum, ama artık mümkün değil.”
“Sağlığımın Değerini Bilemedim.”
Genç bir insan için sağlık, farkında olunmayan bir nimet gibidir. Ancak yaşlandıkça bu nimetin ne kadar kıymetli olduğu anlaşılır. 80 yaşındaki halini hayal eden bir genç, kendine şöyle diyebilir:
“Gençken bedenim güçlüydü, istediğim her şeyi yapabiliyordum. Ama bu gücü gereksiz şeyler için kullandım. Oysa sağlığım, bana verilmiş bir emanetti. Şimdi ihtiyarladım, keşke bedenimin kıymetini bilseydim.”
“İnsanlara Daha Çok Değer Vermeliydim.”
80 yaşındaki bir insan, geriye dönüp baktığında en çok hatırladığı şeyler, insanlarla olan ilişkileridir. Kalpleri kırmak, dostlukları ihmal etmek, sevgiyi ifade etmekte geç kalmak… Genç bir insan, 80 yaşındaki halini tasavvur ettiğinde şunu fark eder:
“Sevdiklerime daha fazla vakit ayırmalıydım. Onlara sevdiğimi söylemekten çekinmemeliydim. Çünkü bir gün onların yanında olamayacağımı anlayacak kadar büyüyeceğim.”
“Ahiret Hazırlığımı İhmal Etmemeliydim.”
80 yaşına gelmiş bir insan, dünya hayatının bir sonu olduğunu çok daha net bir şekilde hisseder. Artık ölüm ona daha yakın görünür. Genç bir insan, 80 yaşındaki halini düşünerek şöyle der:
“Keşke ibadetlerimi daha düzenli yapsaydım, ahiretimi düşünerek yaşasaydım. Çünkü gençlik geçici, ama ahiret sonsuz. Bugünlerimi sadece dünya için değil, ebedi hayat için de değerlendirmeliydim.”
Sonuç: Hayatı Şimdi Düzeltmek İçin Bir Fırsat
18 yaşındaki bir gencin 80 yaşındaki halini tasavvur edebilmesi, ona şu mesajı verir:
“Hayat çok kısa ve zaman hızla geçiyor. Gençliğin kıymetini bil, enerjini doğru yerlere harca, sevdiklerine vakit ayır, ahiret hazırlığını ihmal etme. Çünkü bir gün sen de yaşlanacak, şu anki gençliğini özlemle anacaksın.”
Hayat, gençken kontrolümüzdeymiş gibi görünse de, zaman hızla tükenir. Gençliğin getirdiği gaflet içinde kaybolmak yerine, gelecekteki pişmanlıkları önlemek için bugünden harekete geçmeliyiz. Çünkü 80 yaşına geldiğimizde, geriye dönüp baktığımızda, dolu dolu yaşamış bir hayat görmek isteriz. Şimdi düşünelim: Bugün yaptıklarımız, yarın hatırladıklarımız olacak mı?